Sayfalar

Çarşamba, Mayıs 21, 2008

Pozitif misin?


Her gecen gun etrafimda daha fazla insanin "pozitif düşünme"ye başladigini ve bunu bi sekilde hayatlarina uygulamaya calistiklarini göruyorum. Elbette zor gorunen bir sey bu bazen, butun dunya ustumuze ustumuze geliyormus gibi oldugunda mesela. Ama aslinda gercekten de o kadar zor degil.

Sanirim once "pozitif"in ne olduguna karar vermek gerekiyor. Ne pozitif ne negatif bizim icin? Herkesin bu tip soyut kavramlarda (kötü/iyi, guzel cirkin gibi) kendine has tanimlari var elbet. Bu konuda genelgecer bir tanim mumkun olmasa da, tanimin kendi "görelilik"lerimiz ve cevreden dogan "görecelik"lerden cikacagini dusunebiliriz.Yani ne kadar da olsa - doganin bir kanunu- yaptigimiz hic bir tanim diger sözlüklerdeki diger tanimlardan bagimsiz degil. Yani pozitif dedigimizde ortaya cikan kavram da aslinda bize göre ve cevremize kıyasla pozitif olarak adlandırılacak seyler. Dolayısıyla pozitif dusundugumuzde sadece kendimize göreyi hesaba kattigimizda o "evren"e göre pozitifligi tam doldurmayabilir. Ama pozitifligi tanimlarken cevre etkenleri nasil hesaba katabiliriz? Etrafımızdaki butun "görecelik"leri fark etmek imkansiz dünya popülasyonunu göze alirsak örnegin. O zaman ne yapmalı? Benim kendi kendime gelistirdigim ufak bir yol var,ve beni su siralar cok mutlu ediyor. O yüzden paylasmak istedim.

Cok basit aslinda. Pozitif dusunuyorum ama abartmıyorum :)

Daha dogrusu baktim pozitif dusunme biraz cetrefilli bir is, ben de diger tarafa geciyorum ve "negatif düsünmeme"yi seciyorum. Cogunlukla notr bırakıyorum kendimi. En iyisi olacak, en guzeli olacak elbette, icimde her zaman "hayat güzel", "karsima da hep en güzel olasiliklar cikacak" cümleleri donuyor durmadan. (Herkesin dalgalanmaları vardır, önemli olan dalgalanmanın boyutu, seni asil senden ne kadar saptırdıgıdır ;) ) Boyle tanımlayınca pozitifi, yani pozitifi notre cekince, hersey bir anda acılıveriyor. Pozitifin her zaman sizi havaya ucuracak seyler olmadigini fark ediyorsunuz. Pozitifin bazen hayat tecrubesi anlamında pozitif oldugunu goruyorsunuz. Bazen cok ufak ,belki de belirlediginiz "nihai pozitif amaç" için -varsa eger- önemsiz görünen bir ayrıntıdan alacaginiz zevk de zaten tam bu noktada yatıyor. Pozitifligi ne kadar genis tanımlarsanız o kadar cok ayrıntı görüyorsunuz. Dünya kaotik, dinamik bir yapı. Ve hayat ayrıntılarda gizli aslında. İşte o "pozitif amaç koyma"nın, mesela pozitif dusunmeye "abartıp" kendinizi hep en yukarılarda gormenin, onu amaclamanin doguracagi, sizin farketmeyeceginiz ve gene sizin icin aslinda "negatif" olacak sonuclari olabiliyor. Ne gibi mesela? Mesela o göz ardı ettiginiz ayrıntıda gizlenecek mutluluk, memnuniyet parcaciklari gibi. Bir mutluluk parcacigini kacirmaktan daha "negatif" ne olabilir ki? Bu aslında suna benziyor: Bir is kadini dusunun,onun pozitifi basarisina odaklanmis. Otobusu ile isine giderken her sabah kendini dolgun ucretli saygı goren bir mevkide imgeliyor, onu yaratmaya calisiyor. O camdan bakarken günes isiklari birden bulutlarin arasindan cikiyor ve gökten dusen minicik su damlalarina carparak binbir renge ayrılıyor, gözkyüzünü boyuyorlar,sahane bir manzara, tüm canlilari hayran birakan bir manzara. Ama is kadinimiz kendi hayaliyle mesgul, kendi planlari, kendi gelecegiyle. Bugunku,o anki eglenceyi kaciriyor. Taptaze toprak kokusu doluyor aralık camdan iceri. O hissetmiyor. Tum algılar hayal etmeye odaklanmis. doganin sundugu mutlu etme potansiyelini acikca kucumsemek degil mi bu aldirmazlik? Peki niye? Kesinlikle hayal etmesin, biraksin, basari da neymis felan demiyorum, demek istedigim bu degil. Herkes kendisini mutlu edecek seyleri yaratmaya calismali elbette. Ama abartmadan :) Yasami kacirmadan. Pozitif dusunmeye calisirken kendine ket vurmadan, algına ket vurmadan. Farkında olacagim diye kasip tüm farkindaliklarini koreltmeden.

Evet, aslinda demek istedigim bu. Kasmamak gerek :)

Mesela aklıma simdi bir örnek daha geldi.

Olaylara pozitif bakmaya calisan birkac kisiden duydugum ve beni dusunmeye sevkeden cok basit cumlelerden biri: "Gülü seven dikenine katlanır. Pozitif bakmak lazım. Bu da hallolur" tarzı bir konusma. İyi de, katlanmak? Belli ki bir memnuniyetsizlik bir kabullenmeme var hala. O zaman "kabul etmiyorum" demek lazım. Pozitif dusunmek kadercilik degildir ki! Benim icin degil en azından. Ama su olabilir "Her dikenin orda olmasinin bir nedeni var." :) O zaman zaten katlanmak gibi benim tuylerimi diken diken edecek kadar "negatif" bir kelime de ortadan kalkıyor. Ama hersey gibi bunu da abartmamak gerek. Harekete gecmek gereken yerde "bunun da bir nedeni vardır elbet" demek de bazen "pozitif"ligi,pozitif secenekleri kacirmak demek oluyor. Kader bizim yarattigimiz bir sey. "Pozitiflik" de bunun icin var.

Aklıma geldi,paylasmak istedim. Bir sure once baktım, mutlulugu tanımlamis,kaliplara sokmusum, mutlulugu ararken hayati kacirmisim. Daha gec degil. Ben de mutluluk sinirlarimi olabildigince asagilara cektim :) Kaldirmak daha guzel olurdu elbet. Bakalım.

Bu yazıyı okuyan herkes, sevgi ve isikla kalin efendim! :)

Hiç yorum yok:

LinkWithin

Related Posts with Thumbnails