Sayfalar

Pazartesi, Temmuz 19, 2010

Anka Kusu'nun dogumgunu

Yıllar geçti;
Vitrin değişti.

Çocukluk geçti.
Gençlik geçiyor.
Ak saçlarımı
Ayrı bir sever oldum.

Yıllar geçti;
Hissim değişti.

Eskiden inanamıyordum;
Şimdi
Anlamlı gelmiyor
Eskisi kadar;
Ve ikisi arasında
Kocaman bir anlam farkı var.

Yıllar geçti;
Tadım değişti.

Ne çocuk
Ne de büyük...
En huzurlu
Arada sıkışma faslı.
En tatlı yıllarmış
Otuzuna göz kırpanlar.

Yıllar geçti;
Derdim değişti.

Saklambaçlar,
Kovalamacalar...
Hepsinin zamanı vardı.
Şimdim ise
Gönlümün huzru,
Fikrimin saltanatı.


Yıllar geçti;
Ben değiştim.

Ve bu güya
Beklendik bir şeydi.
Ama kimse bana
Neyin beklendiğini
Söylememişti.

Yıllar geçti.
Bir kez daha belgelenecek şimdi
Ne kadar geçtiği.

Ve tüm bu curcunanın,
Tüm bu kutlamaların,
Gösterilerin, gösterişlerin
En vurucu yeri
Ne Aşk'a Selam korteji,
Ne de Anka Kuşu'nun
Canlanışı yeniden...

Yıllar geçti.
Sadece
Geçti.

Pazar, Temmuz 18, 2010

Sonsuzca

Yalın ve basittir

Hayat sanıldığından.

Akıldır yıllanan,

Söz kaçarken.

Ve kalp

Sonsuz yalnızlığına alışırken.

Oysa sevgidir

Sonsuzca

Tek hüküm süren.

Salı, Temmuz 06, 2010

Kapa Gozlerini

İnsan bir cevabı olmadığı zamanlarda kendini bilerek aptallaştırabiliyor.

Bir nevi savunma mekanizması: "Evet, önümde bir cevap olması gereken yerde birşey göremiyorum, ama orada olmalı. Görmeye çalışmam ve çalışmam gerek ama bunun yerine gozlerimi ellerimle kapatmayı seçebilirim. Dolayısıyla, orada olup olmaması, görüp görememem farketmez."

İlk başta çok saçma gelebilir, insanın kendini körleştirmesine karşı bağırıp çağırmaya başlayabilir, işi en uç ideolojilere dökebilirsiniz. Ama sakin olun gerek yok. Evet, bu göz bandı, bu aptallaşma, çok mantıklı. Evet, yeri geldiğinde çok gerekli. Evet, bazen keşke daha azını farketsem, daha azını sorsam diyorsunuz.

Ama bilinçli aptallaşmanın yan etkileri var. Mesela nerede frene basacağınızı tutturamayabiliyorsunuz.Sizin sadece bilmeye tepki koyduğunuzu sandığınız yer geçilmiş.Bilmeme eylemine o kadar çok gömülmüşsünüz ki, siz yumuşacık bilmemenin içinde kendinizi güya aptallaştırırken, dışarıda herşey son hızı ile akıp gitmiş.

Bilmenizi gerektirecek birşey kalmamış ama renkler de solmuş.

Çok gitmişsiniz.

Burada durup bir kendilik hesabı yapmak gerekiyor sanki. Bunu hala önemsiyor muyum? Garip, acaip, tuhaf sıfatlarına alışkanlığım bağımlılık oldu mu? Etrafıma kıyasla sıradan ve özelliksiz olduğum zaman ürperecek miyim, pişman olacak mıyım?

Ve sorulardan kaçış daha büyük soruları kucağınıza bırakıveriyor böylece.

Yanıtları yok.

Cevap sunağı gene boş.

Ve aptallaştırma arayışı geriye doğru son sürat kaçışla son buluyor. Yalnızlığınıza koştuğunuzu bilseniz de...

LinkWithin

Related Posts with Thumbnails