Sayfalar

Salı, Temmuz 06, 2010

Kapa Gozlerini

İnsan bir cevabı olmadığı zamanlarda kendini bilerek aptallaştırabiliyor.

Bir nevi savunma mekanizması: "Evet, önümde bir cevap olması gereken yerde birşey göremiyorum, ama orada olmalı. Görmeye çalışmam ve çalışmam gerek ama bunun yerine gozlerimi ellerimle kapatmayı seçebilirim. Dolayısıyla, orada olup olmaması, görüp görememem farketmez."

İlk başta çok saçma gelebilir, insanın kendini körleştirmesine karşı bağırıp çağırmaya başlayabilir, işi en uç ideolojilere dökebilirsiniz. Ama sakin olun gerek yok. Evet, bu göz bandı, bu aptallaşma, çok mantıklı. Evet, yeri geldiğinde çok gerekli. Evet, bazen keşke daha azını farketsem, daha azını sorsam diyorsunuz.

Ama bilinçli aptallaşmanın yan etkileri var. Mesela nerede frene basacağınızı tutturamayabiliyorsunuz.Sizin sadece bilmeye tepki koyduğunuzu sandığınız yer geçilmiş.Bilmeme eylemine o kadar çok gömülmüşsünüz ki, siz yumuşacık bilmemenin içinde kendinizi güya aptallaştırırken, dışarıda herşey son hızı ile akıp gitmiş.

Bilmenizi gerektirecek birşey kalmamış ama renkler de solmuş.

Çok gitmişsiniz.

Burada durup bir kendilik hesabı yapmak gerekiyor sanki. Bunu hala önemsiyor muyum? Garip, acaip, tuhaf sıfatlarına alışkanlığım bağımlılık oldu mu? Etrafıma kıyasla sıradan ve özelliksiz olduğum zaman ürperecek miyim, pişman olacak mıyım?

Ve sorulardan kaçış daha büyük soruları kucağınıza bırakıveriyor böylece.

Yanıtları yok.

Cevap sunağı gene boş.

Ve aptallaştırma arayışı geriye doğru son sürat kaçışla son buluyor. Yalnızlığınıza koştuğunuzu bilseniz de...

1 yorum:

G ü n e ş K i t a b e l e r i dedi ki...

Bir yudum alayım köpüklü kahvenden güzelim ve sonra bir yudumda hayattan...

Biliyorum ki yan etkileri çoktur hayatın ve ona rağmen içilmeye devam edecektir. Sırf içilmesi gerektiğini düşündüğümüz için değil, bizim kendimizi sınamak gibi bir derdimiz olduğu için...

Sonra yine yaşam diyeceğiz ve yine ne sancılarla dolusun keşke farketmesek, ah yaşam keşke madalyon olduğunu bilmesek...

Belki de inadına onun kendimiz olan yüzünü yaşayabilmek için, belki inadına kendimiz gibi kalmak için çırpınmak gerek dediğimizden yine ondan bir yudum alışımız...

LinkWithin

Related Posts with Thumbnails